Otel ve Tatil Rehberi

Otel ve Tatil Rehberi

Akdeniz Bölgesi, Yeryüzü Cenneti

Akdeniz

Akdeniz Bölgesi 530 km uzunluğundaki kıyıları, antik kentleri, altın kumsalları, Akdeniz mavisi koyları, denizle kucaklaşan ormanları, tropikal bitkileri, akarsuları ve şelaleleri ile dünya çapında bir turizm merkezidir.

Antalya
Antalya’ya 50 km uzaklıkta, 1750-1900 m. yükseklikte yer alan Saklıkent ideal bir kış sporları merkezidir. Mart ve Nisan aylarında, sabah kayak yapabilir, öğle yemeğinde Antalya’da lezzetli taze balık yiyebilir ve öğleden sonra da güneşlenebilir, yüzebilir ya da su kayağı yapabilirsiniz.

Antalya’dan Kemer’e giden 42 km.lik yol dağlar arasından geçer. Kemer marinası, yatçıların beldenin güneyindeki mükemmel koyları ve kumsalları keşfetmesini beklemektedir. Aynı yörede bulunan Phaselis ise Ortaçağ’da onarım görmüş olan kent surları, Zeus tapınağı ve sunağı, Roma devri tiyatrosu, su kemeri, ana caddedeki anıtsal kapı, hamam ve nekropolisdeki lahitleriyle görülmeye değer bir antik kent.

Kemer’e gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de Olympos’tur. Olympos-Beydağları Milli Parkı sınırları içinde yer alan Çıralı’nın 3,2 km kumsalı, antik şehrin gölgesinde yüzme olanağı sağlar. Olympos Milli Parkı’nın en önemli özelliği de Caretta Caretta’ların yumurtlama alanı olması. Ayrıca 230 m. yükseklikteki Yanartaş (Chimaera)’ta, kayalardan sızan gazın tutuşmasıyla oluşan alevlerin antikçağdan beri hiç sönmediğine inanılır. Kemer’den antik şehir ve koyların genel adı olan Kekova’ya ulaşılır.

Kekova’dan batıya doğru gidildiğinde üç tarafı dağlarla çevrili olan Kaş ilçesine gelir. Kaş’ın eski adı olan Antiphellos’dan günümüze sadece Likya kaya mezarları, anıt mezarlar ve tiyatro kalmıştır. Yine de Kaş çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Bölgenin en yüksek noktası olan Kızlar Sivrisi Dağı (3086 m.) ya da ikinci yüksek noktası olan Akdağ (3030 m.) dağcılar ve doğa sporlarını sevenler için tırmanma olanağı sunar. Sonra beyaz renkli evleri ve küçük yat limanı ile son dönemlerin en ilgi çekici beldelerinden biri olan Kalkan ve antik Likya’nın önemli bir limanı olan Patara gelir.

Tarihsel belgeler bu bölgenin Aziz Nikolas’ın (Noel Baba) doğum yeri olduğunu ortaya koymaktadır. Patara; 18 km.’lik kumsalıyla Türkiye’nin en uzun ve en geniş plajıdır. Antalya’nın doğusu da batısı gibi geniş verimli ovalar, altın gibi parıldayan kumsallara paralel gider. Antik Pamfilya’nın önemli bir şehri olan Perge’den sonra hem yüzmeyi hem güneşlenmeyi hem de golf sporunu sevenler için Antalya’nın 40 km. uzağındaki modern tatil merkezi Belek gelir.

Antik devirlerden kalma en iyi korunmuş tiyatro olan Aspendos tiyatrosu 15.000 kişilik kapasitesi ile bölgenin en iyi korunmuş antik tiyatrosudur. Köprülü Kanyon ve Manavgat Şelalesi, Side’ye uzanır. Şirin bir tatil kasabası olan Side, antik kalıntılar, güzel iklim, kumlu plajlar, modern konaklama tesisleri ile turist akınına uğramaktadır.

Antalya Alanya arasında yer alan Manavgat ise şelalesinden dolayı oldukça yoğun ilgi görmektedir. Alanya, geniş plajları, modern konaklama tesisleri ve tarihi eserleriyle önemli bir tatil kentidir. Alanya, aynı zamanda mağaraları ile de ön plana çıkmaktadır. Alanya Müzesi, Kızıl Kule ve Akdeniz’in her köşesinden denize girdiğine inanılan efsanevi kadın Kleopatra’nın tahtırevan üstünde omuzlardan indirildiği söylenen Kleopatra Plajı Alanya’nın görülmesi gereken yerlerinden bazılarıdır.

 

DOĞU AKDENİZ KUTSAL TOPRAKLAR

Doğu Akdeniz sahilleri Akdeniz’in en az bilinen kıyılarından, keşfedilmemiş koylarından oluşuyor. İnsan topluluklarının yüzyıllar boyu devam eden serüveninin tanığı bu bölge, tatil yapmak isteyenleri cezbedecek çok sayıda özellik taşıyor.

Portakal, limon bahçeleriyle çepeçevre kuşatılmış durumda bulunan Mersin ülkemizin Doğu Akdeniz sahilinde yer alan önemli bir limandır. Palmiye ağaçlarıyla gölgelenen yolları şehir parkı ve modern otellerin yakınlarındaki tarihi kalıntıları ve sayısız kumsalları tatil için değişik olanaklar sağlamaktadır. Akdeniz sahillerimizin en geniş serbest bölgesinin yer aldığı Mersin'den Kuzey Kıbrıs’taki Gazi Magosa'ya düzenli feribot seferler yapılmaktadır. Balık pazarında yiyeceğiniz taze balığın, yerel yiyecekler arasında cezire ve biberli ekmek tadını unutamayacaksınız. Modern görüntüsüne karşın, Mersin çok eski bir şehrin üzerine kurulmuştur. Şehrin 3 km. batısındaki Yumuktepe tümülüsünde sürdürülen kazılar, Neolitik çağa kadar uzanan çeşitli yerleşim alanlarını gün ışığına çıkarmıştır.

Mersin Silifke yolu çam ağaçları ve portakal ağaçları arasından geçerken sahili çok yakından izler. Bir yanda antik kent kalıntıları ve kaya mezarları diğer yanda ise kumsalları ile ufak koyları yer alır. MÖ 700 yılında kurulan Pompeipolis, şimdiki adı ile Viranşehir (Mersin'in 13 km. batısında), bir zamanlar ana caddesinin kenarlarını süsleyen korint tarzı sütunlarla gözler önüne serilir. Pompeipolis, çok önemli bir Roma kentiydi. En parlak döneminde kentte 250 bin kişinin yaşadığına inanılıyor. Ancak 6.yüzyıldaki bir depremde yıkılınca eski görkemini kaybetmiş. Bugün bu nedenle Viranşehir olarak anılıyor.

 

 

Gezi
Gastronomi Durakları
Etkinlik